Bu Blogda Ara

4 Mart 2010 Perşembe

Şimdi Bilgileri Tazeleme Zamanı

Halkoylaması Nedir, Ne Değildir?*


18 Ocak’taki yazımda, “Bir sonraki yazımda, ‘Halkoylaması nedir ne değildir’ demeye çalışacağım” demiştim. Epey gecikmiş olarak o sözümü yerine getirmeye çalışacağım. Bu gecikme, biraz da koşulların tahminimden geç oluşmuş olmasından kaynaklanıyor…

Sözlükler, ‘halkoylaması’ için benzer sözcüklerle aynı tanımlamayı yapıyor. Bunlardan anlaşılan şu: ortada siyasal ya da toplumsal bir sorun olacak, halkın bu konudaki olumlu ya da olumsuz görüşünü belirlemek için ‘evet’ ya da ‘hayır’ diye iki seçenekli genel bir oylama yapılacak…

“Evet mi hayır mı?” Bana bu sorunun bir tek şey için sorulmasını isterim.


‘Halkoylaması’ sözünün Frenkçesi ‘referandum’. Aslı Latince bir sözcük… Fransızlar ‘référendum’, İngilizler ‘referendum’ biçiminde yazıyor; biz Fransızlar gibi sesletiyoruz.

İki şey daha eklemem gerekiyor:

Birincisi, bu sözcük, Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğünde ‘halk oylaması’ diye ayrı ayrı yazılan iki sözcükten oluşan ‘birleşik sözcük’ olarak verilmiş; bir anlamının da ‘plebisit’ olduğunu söylüyor bu sözlük. İkincisi de, -konunun dışında olmasına karşın söylemeden edemeyeceğim- Türk Dil Kurumu, ‘bileşik sözcük’ tanımlamasını yanlış bulduğundan olacak, bu dilbilgisi terimine ‘birleşik sözcük’ diyor. Ben, ‘bileşik sözcük’ demeyi doğru bulanlardanım.

Her neyse, asıl konuya döneyim:

Halkoylaması uygulaması hukuk sistemimize 1961 Anayasası’yla girmiş ve ilk kez de bu anayasa dolayısıyla yapılmış. Ülkemizde bugüne kadar beş kez halkoylamasına gidilmiş; ikincisi, 1982 Anayasası’nın kabul edilip edilmemesi; üçüncüsü, kimi siyasetçilere ’82 Anayasası’yla konan siyasal yasakların kalkıp kalkmaması; dördüncüsü, yerel seçimlerin bir yıl öne alınması yönünde Anayasa’da değişiklik yapılıp yapılmaması; beşincisi de, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilip seçilmemesi ile yine Anayasa’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılıp yapılmaması konularında olmuş. Bunlardan yalnızca dördüncüsünde ‘hayır’ oyları kazanmış.

Şimdi de plebisite bakmak istiyorum.

Latincede ‘halk’ anlamına gelen ‘plebs’ ile ‘karar/kararname’ demek olan ‘scitum’ sözcüklerinin bileşmesiyle ortaya çıkan bir sözcük plebisit. ‘Plebiscitum’… Bu sözcük, son yüz yıllık tarihte ve günümüzde, özellikle siyasi konularda halkoyuna başvurmayı anlatıyor. Örneğin, I. Dünya Savaşı’yla ortaya çıkan yeni paylaşımda bazı ülkeler ile bazı bölgelerin hangi devlete bağlanacağı bu yolla saptanmıştı. Hatay Cumhuriyeti de bu yolla kurulmuş… Bu arada, Hindistan ile Pakistan arasındaki Keşmir anlaşmazlığının da plebisitle çözüme kavuşturulmak istendiğini hatırlamak gerekiyor. Bu örneklere bakınca, plebisitlerin, bir tür ‘kader belirlemesi’ anlamına gelen halkoylamaları olduğu söylenebilir. Bir de şu var: hukukçular, hükümetlerin bazen demokratik yöntemle yapılan halkoylaması yerine plebisiti yeğleyerek siyasal partileri devreden çıkarıp doğrudan halka başvurma yoluna gittiklerine dikkati çekiyorlar.

Halkoylaması konusuna yeniden döneyim: ben kendi adıma, bir halkoylamasında bir tek şeye ‘evet’ ya da ‘hayır’ dememin istenmesini isterim. Birden çok şey arasında kimine ‘evet’, kimine de ‘hayır’ diyeceğim şeyler olmasından doğal ne olabilir? (bkz. 5’inci halkoylamamız.)


İnal Karagözoğlu
Yarımca, 3 Mart 2010

© 2010 İK

__________________
* http://www.ilgilik.net/ kaynağından alındı.

Hiç yorum yok: