Bu Blogda Ara

31 Ağustos 2014 Pazar

Gına Geldi!

‘Seçilmiş’ Sözüne Sığdırılmak İstendiyse de…


Artık gına geldi, vallahi.. kelimenin tam anlamıyla gına geldi.

10 Ağustos günü bir seçim yaptık, üç Cumhurbaşkanı adayından birisi seçildi. Bunu nereden biliyoruz?

- Aynı gün yapılan bir ‘balkon konuşması’ndan biliyoruz, bu bir;

- İkincisi, e, millet de ne kör ne sağır ne de aptal birader, televizyonlarda saniye saniye izledi sandık sonuçlarını; bu da iki;

- Devletin, Hükümet’in denetim ve güdümünde olan TRT, sandıkların açılmasının ardından aynı günün gecesi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) adına Kurul Başkanı Sadi Güven’in ağzından yapılan açıklamaya dayanan canlı ve görüntülü haberinde ne dedi?

Özetle şunları: “Geçici ilk sonuçlara göre geçerli oyların salt çoğunluğunu Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı anlaşılmıştır. YSK geçici resmi sonuçları yarın açıklayacaktır. YSK 2. tur için oy pusulası bastırılmamasına ve yurt dışında seçim hazırlığı yapılmamasına karar vermiştir. ”¹

Bu haber TRT’den canlı ve görüntülü olarak saat kaçta verildi? 23:00 sularında… Oldu üç.

- Bunlardan sonrası: YSK resmi sonuçları duyurdu; bunu Cumhurbaşkanlığı’na, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına bildirdi ve bu sonucun Resmi Gazete’de yayımlanması için de ilgili yere gerekli yazıyı gönderdi.

- TBMM Başkanlığı, konuya ilişkin işemlerin yerine getirilmesi için milletvekillerine 22 Ağustos 2014 tarihinde şu olağanüstü toplantı çağrısını yaptı: 

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından Bildirilmiştir

Türkiye Büyük Millet Meclisini; Türkiye Cumhuriyeti’nin 12’nci Cumhurbaşkanı adına düzenlenen tutanağın verilmesi ve Cumhurbaşkanının andiçme töreni için Anayasa’nın 93’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 7’nci maddeleri gereğince 28 Ağustos 2014 Perşembe günü saat 14.00’te olağanüstü toplantıya çağırıyorum.

Sayın milletvekillerinin belirtilen gün ve saatte Genel Kurul toplantısına katılmalarını rica ederim.

Cemil Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı”

Her şey tamam, daha ne olsun?

Yani?

Yanisi, Anayasamızın 101’inci maddesinin² son fıkrası yeni Cumhurbaşkanınca bir süre bal gibi ihlal edilmiştir.  

Hangi aralıkta ve ne yolla?

Bana sorulacak olursa, 10 Ağustos günü yaptığı balkon konuşmasında kendisinin Cumhurbaşkanı seçilmiş olduğunu beyan ettiği³ an ile Meclis’te ant içmesi arasında ‘Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı’ ve ‘Başbakan’ sıfatlarını ayrı ayrı ya da birlikte kullanarak yapmış olduğu her türlü iş ve işlemler yoluyla… Evet, bütün bunlar, ‘seçilmiş Cumhurbaşkanı’ sözüne sığdırılmak istendiyse de Anayasamızın 101’inci maddesinin² son fıkrası yeni Cumhurbaşkanınca bir süre bal gibi ihlal edilmiştir.

Ama bir de su görüş var: bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanlığına seçilen kişinin, o seçimin sonucu Resmi Gazete’de ilan edilmezden ya da Cumhurbaşkanı olarak Anayasada belirtilmiş olan yemini etmezden önce ‘bir parti mensubu’ ve mesela ‘Başbakan’ sıfatlarını ayrı ayrı ya da birlikte kullanarak yapmış olduğu iş ve işlemler yasaya uygundur.

*
Dedim ya, artık gına geldi, vallahi. Artık göreve de başlamış olan yeni Cumhurbaşkanı için, yok şu noktadan itibaren Cumhurbaşkanı sayılırdı yok sayılmazdı tartışmaları kahvehane muhabbetlerini de geride bıraktı. Kelimenin tam anlamıyla gına geldi bu konudan. Bu sabah, pazar pazar yine bir TV’de karşıma çıkınca bu yazıyı yazmak şart oldu.

Yetti gari…

 
İnal Karagözoğlu
31 Ağustos 2014



______________________

² MADDE 101- (Değişik: 21/10/2007-5678/4 md.)

Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.

Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.

Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasî partiler ortak aday gösterebilir.

Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.


³ “Şahsımı Türkiye Cumhuriyeti’nin 12’nci cumhurbaşkanı olarak tayin eden aziz milletime buradan şükranlarımı sunuyorum. Sandık başına giden her bir kardeşime teşekkür ediyorum. bize oy versin ya da vermesin oyunu kullanan bu tarihi günde tarihin yapılmasına ve yazılmasına katkıda bulunan her bir vatandaşıma teşekkür ediyorum.” ( http://www.sabah.com.tr )

29 Ağustos 2014 Cuma

Büyük Zafer’in Yıldönümünü Hak Etmek -2014

Ve ‘Destan’ı Yazmaya Devam!...


Geçen yıl tam da bugünlerde, benim İlgilik’te* Nâzım’dan şu dizeleri koymuştum bir yazımın başına:

“Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
          Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
                                      bu memleket bizim.”

Bunlar, büyük ustanın “26 Ağustos Gecesinde Saatlar İki Otuzdan Beş Otuza Kadar ve İzmir Rıhtımından Akdeniz’e Bakan Nefer” başlıklı görkemli şiirinden… Kuvayımilliye Destanı, Sekizinci Bap’taki  Kurtuluş’un destanından.

‘Destan’ı Yazmaya Devam!... – Büyük Zafer’in Yıldönümünü Hak Etmek başlıklı yazımın ilk bölümü şuydu:

“Zihnimde önce bir izlenim biçimindeydi; önyargılardan olabildiğince uzak dursam da bir önyargıdan mı kaynaklanıyordu bu? Neden olmasındı? Bu duruma yol açan pek çok şeye tanık olmamış mıydım? Sonra sonra kanıya, sonunda da yargıya dönüştü zihnimdeki o izlenim: evet, birilerinin Cumhuriyet’le alıp veremedikleri vardı. Ama nedendi bu hâl?

Niyesini artık anlamış olduğum bu hâlin toplumun neredeyse hemen her alanına yansıyan karanlığı günden güne ağırlaşmakta.

Bir bayram arifesindeyiz ve o karanlıktan bayramlarımızın payına düşenler geçiyor zihnimden bir bir…”

“30 Ağustos Zafer Bayramı benim bayramım” diyebilmenin zorlaştığı günlerdeyiz; benim duygum böyle…

Neden?

Açıp okudum geçen yılki o yazımı ve bir yılda daha neler neler görüp yaşadıklarımı düşündüm. Evet, evet, bin kere evet, birilerinin Cumhuriyet’le alıp veremedikleri var.


______________________
* http://www.ilgilik.com/2013/08/28/destani-yazmaya-devam.html/