Bu Blogda Ara

16 Ocak 2009 Cuma

Global Krizin Çözüm Yolundan Önce...

Küresel Yanıt Verebilmek İçin


Kriz dünyayı hepten vurdu ya, adı, bilenlerin dilinde konuverdi: global kriz! Sonra da, gelsin çözüm yolları... Varsa yolu, bunun ne olduğunu konuşmazdan önce, asıl böylesi krizlerin nedenine bakmak gerekmez mi?

Ben bildim bileli ekonomi uzmanları konuşur da konuşurlar: paranın seyrinden, borsanın inip çıkmasından, mali sektörden, reel sektörden, yatırım sepetlerinden, petrolün fiyatından vb... Öngörüler möngörüler... Bu bunalımda da böyle oluyor. Haa, bir de kredi kartları ile FED var lafların arasında... Başka bir şeyler söyleyen eden pek yok.

Böyle durumlarda ne olur? Birileri parayı toplar, birileri de parayı kaptırır. Devletlerde de aynı sonuç... Kimi devlet zenginleştikçe zenginleşir, kimileri de el kapılarında avuç açar.

Sonra da, hadi yeni baştan...

*

‘Zengin devlet’ten ne anlamalı? Para babalarının, üretim devlerinin yer aldığı ülkeleri... Bugünkü dünyada, devletler değil, uluslararası sermayenin konuşlandığı ülkeler zengin. O da görece bir zenginlik... Sermayenin başka yere kaymasıyla o zenginlik de sona erer.



Bu durumda, ülkelerin, hele de ‘zengin’ denen ülkelerin yönetimini bu sermaye belirler. Ve dünya siyasetini de... Alın BOP’u, GOP’u, YDD’yi... Bizi pek pek yakından ilgilendiren bu projelerin müellifleri Bush’lar muşlar mıdır? Ya da Obama mobana mı? Yoksa ABD’nin merkez bankasının başındaki Bernanke mi? Bunlar, gelip geçen birer addan başka bir şey değil... Ülkemizin tarımı, hayvancılığı kimlerin hayrına çöküyorsa, bu adları ortaya çıkaranlar da onlar.

Aşağıda iki bağlantı verereceğim; azıcık sabır gösterip satırlarında gezinilirse, ‘global kriz’ denen olguyu da bunun öbür yüzü olan ‘bugün içinde yaşadığımız adı konmamış savaş’ı da -Filistin’deki kıyımdan Irak’ın başına gelenlere, ...... terör belasına bulaşmamızdan askerimizin başına geçirilen çuvalı kimlerin dokuduğuna dek pek çok olguyu da- anlamlandırma/anlama yolunda bir adımcık atılmış olur.

Bu bağlantıların ilkinde en dikkati çeken başlık, BHP-BİLLİTON VE RİO TİNTO İLİŞKİSİ. Bu bölümde, yakın tarihimizden tanıdık bir ad da var. Bir ipucu vereyim:

Osmanlı’nın merkez bankası yoktu. Her şey iyi giderken, evet, böyle bir yapılanmaya gerek de yoktu... Ama gün gelmiş, yavaş yavaş elden ayaktan kesilmeye başlamıştı koca imparatorluk... Ve çöküş dönemiyle birlikte, devlet borçlanmaya başlamıştı; ya da tam tersi: devletin borçlanmasıyla birlikte çöküş dönemi de başlamıştı. Osmanlı kime borçanıyordu? Galata bankerlerine! Derken, 1863 yılında İstanbul’da ‘Bank-ı Osmani-i Şahane (Osmanlı Bankası)’ adıyla yabancı sermayeli bir banka kurulur. Amaç, Osmanlı Devleti’ne borç para vermek... Yalnızca adı ‘Osmanlı’ olan bu bankanın sahipleri yabancıdır: 1856’da yine İstanbul’da bir ticaret bankası olarak kurulmuş olan İngiliz sermayeli Ottoman Bank ile Fransız mali grubundan bir Yahudi bankacılar ailesi olan Rothschild Ailesi... Bu sahiplerin Bank-ı Osmani-i Şahane’deki yetkileri/konumları eşittir. Ottoman Bank’in Rothschild Ailesi’yle iş ilişkisi, bu bankanın 1862’de Rothschildler’den borç almasıyla başlamış, ortaklığa dek gelişmiştir.

Göz atılacak bağlantılar şunlar:

- http://www.evrensel.net/06/01/16/ekonomi.html#1
- http://kitap.antoloji.com/dunyanin-gizli-seckinleri-rothschild-ailesi-kitabi/

*
İnsanlık dünyamızda olan bitene küresel yanıt verebildiği gün, ne küresel savaş ne küresel parasal bunalım kalacaktır yeryüzünde...


İnal Karagözoğlu
Yarımca, 14 Ocak 2009


© 2009 İK


(www.ilgilik.net'ten)

Hiç yorum yok: